Hediye
Hediye.
Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, armağan.
Amaç karşımızdaki kişiyi mutlu etmektir. Birine hediye seçerken nelere dikkat
ediyoruz ya da nelere dikkat etmiyoruz? Birine hediye vermek satın alınan veya
yapılan bir şeyi vermek mi? Acaba?
Bana göre birine hediye vermek için o kişi tanımak gerekir.
Tanımadığınız birine hediye alamazsınız. Alsanız o hediye olmaz. Düşünün birini
tanımıyorsunuz ve ona hediye almaya kalkıştınız; ne sever? Ne sevmez? Ne onun
gözünde kıymetlidir? Ne değildir? Bir şeye takıntısı, tiki, ya da zaafı var
mıdır? Bütün bunları bilmeden birine nasıl hediye alırsınız? Diyelim ki
aldınız! Neye göre? Tahmini kendi zevklerinize göre; kitap, gömlek, parfüm,
çerçeve, saat… Lakin bu hediyenin tanımını karşılamıyor. Hani hediye birini
mutlu etmek demekti? Hasbelkader beğenildi. Bu mümkün. Beğenmeme hali daha
yüksek ihtimaldir.
Peki. Tanıdığımız birine hediye alırken bu detayları göz
önünde bulunduruyor muyuz? Dönem şartlarında popüler bir hediye almak? Hayır.
Bu da karşımızdakini mutlu etmekten çok geçiştirmek için olur. Tabii bir de bu
durum söz konusu. Geçiştirmek. Almak zorunda olduğunu hissettiği için almak.
Beklenti doğrultusunda hareket etmektir. Bu hem karşı tarafa hem de kendinize
eziyet etmektir. Bunu yapmayın. Hediye içten gelirse samimiyet kazanır.
Hediyenin zamanı yoktur. Anneler günü, doğum günü, yıl
dönümü vesaire vesaire.
Üstün Dökmen ’in ‘Küçük Şeyler’ adlı kitabında okumuştum.
Orada diyordu ki yazarımız: ‘-Eşiniz/partneriniz, yıl dönümünüzü unuttu diye
ona kızmayın’ ve ekledi: ‘-Eşiniz/partneriniz yılın 364 günü çalışmış,
çabalamış, sizin yanınızda olmuş sizi unutmamış, iyi veya kötü günler yaşanmış
gelip geçmiş. Şimdi siz o 364 günü hiçe sayıp ona bir gün için kızıp haksızlık
etmeyin.’ Ben hak verdim. Öyle ki; İçinden gelerek alınmış ya da hazırlanmış
zamansız bir hediyeyi, yapmak zorunda olduğu için günü gününe sıkıştırılmış
hediyeye tercih ederim. Varsın içten gelerek unutulsun hediyeler. Zoraki
hatırlanmasındansa, samimi bir unutuşu yeğlerim.
Anlaşıldığı üzere, fikrimce birini tanımadan hediye
alamazsınız. Almamalısınız. Tanıdıklarımıza da içimizde yeterince samimiyet bulmadan
hediyeleşmeye kalkışmamalıyız. Bunca kelimeden söz ettikten sonra hediyenin
ederi ile ilgili konuşmamıza gerek yok sanırım. O konuya hiç girmiyorum.
Dilerim gerçekten güzel hediyeler alırsınız. Dilerim gerçekten güzel hediyelere
sahip olursunuz.
Ve bana varlıklarıyla hediye olmuş güzel insanlar! Onlar ki;
nefes alıp vermeleri bile bana öyle güzel bir hediye…
Yorumlar
Yorum Gönder