Doğduktan Sonrası Yok
Merdivenlerden indiğimde hâlâ içerden sesleri geliyordu. Demek gitmemişlerdi. Görünmeden bahçeye çıktım. Havuzun başında biraz oyalandım. Ayağımın ucu ile sonbaharın döktüğü yapraklardan birkaç tanesini hınzırca havuza doğru ittim. Annem görse çıldıracaktı. Hoş! Zaten ne yapsam annemi çıldırtmaya yetiyordu. Yardımcılarımızdan birisi misafirlerimizin gittiğini ve annemlerin beni içeri çağırdığını söyledi. Keşke şu an zaman uzasa da içeri gidemesem diye düşündüm. Ayaklarım oldukça yavaş bir şekilde içeri götürdü. Annemin keyfi yerinde görünüyordu. Babam da bir hayli neşeli idi. 'Ee, nasıl buldun oğlanı? Yakışıklı değil mi? Tahsiline de yurt dışında yapmış. O da senin gibi iki dil biliyor. Ailesinin hali vakti de bayağı iyi. Düğünü de bu yaza yapalım diyorlar. Sen ne düşünüyorsun? Babanın da benim de aileyi gözümüz tuttu. Seni mutlu etmekten başka dertleri olmayacak'. İçimden 'o kadar iyiyse git sen evlen' dedim ama nafile. Ağzımdan gevelemeye yakın birkaç kelime çıkmadan