Sözümüz Sağlığa

Sözümüz Sağlığa...

Yaşım gençliğin sonlarına yaklaşmış olgunluğa erişmekte. Ruhum kemik yaşımın iki katı. Akıl yaşım ise bu ikisinin arasında gidip gelmekte. Biraz yorgunluk biraz yoğunluk biraz umut ve beklenti ile saatlerle kovalamaca oynamaktayım. Sanki zaman bir bana hızlı sanki zaman bir bana az geliyor. Teklifim günün otuz altı saat olmasından yana…

Günde yirmi dört saat ne sevdiklerimi sevmeye ne kendime değer vermeye ne de yapacak işlerimi halletmeye yetmiyor. Oysa onları daha çok sevmek için daha çok zamana, geçim sağlamak gelecek hazırlamak için daha çok saate, kendime saygı duymak için daha çok dakikalara ihtiyacım var. Devir zor, şartlar güç, ekmek artık aslan midesini geçmiş ve psikolojiler yorgun, hırçın. Bütün bunlara rağmen ‘Ne yapalım ölelim mi?’ dedik ve devam ettik yoğrulmaya. Biz karar verdik, verdik de bakalım her şey arzumuza uyacak mı? Yol çıkmaya gücümüz var mı? Yola çıktık, rota bize uygun mu? Yola çıktıklarımı hâlâ yanımızda mı? Ya da en başında beklenenler artık dâhil olmuş mu? Planlar yapılır, planlar bozulur. Söz verilir, tutulur. Yapılması gerekenler unutulur. Kim bilir ne umulur? Gel gör ki ne bulunur.

Mesele yolun kendisi midir, yolculuk mudur, yolun sonu mudur? Bilemem. An itibarı bulunduğumuz noktadan gördüklerimizdir bizi biz yapan. Geçmiş tecrübelerimiz, gelecek umut ve hayallerimiz, an ise karar vermenin temsilcisidir. Hata yapın, saçmalayın, tecrübe edinin. Umut edin hayal kurun gerekirse hayal kırıklığına uğrayın. Karar verin.

Murphy haklı. Murphy Kanunlarının temeli şu söze dayanır: "Eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa; kesinlikle bu olasılık gerçekleşecektir." Yani ters gitmesi gereken bir şey varsa eğer mutlaka ters gidecektir. Yapacak bir şey yok.

Aynı yönden geldiklerimiz, aynı yöne baktıklarımız ve aynı yöne gideceklerimiz… Sözümüz sağlığa…


Yorumlar

Popüler Yayınlar