Fakir Olduğunu Nasıl Anlarsın?

Fakir Olduğunu Nasıl Anlarsın?

Fakir: Yoksul kimseye verilen ad. Fakirin kelime anlamını Google’da ararken vikipedia şöyle bir anlam daha yayınlamış: Fakir, Orta Doğu ve Güney Asya'da tasavvufî zühd yaşantısı süren, insanlara İslamiyet’i öğreten ve geçimlerini zekât ve sadaka ile sürdüren gezgin Müslüman dervişler. Bu tanım burada dursun ilerleyen zamanlarda ondan da bahsedeceğiz. Şimdi fakir tanımını yaptıktan sonra bizler için ne anlam ifade ettiğine de bakalım; Fakir, kimdir? Kime fakir denir? Fakirliğin ölçütü nedir? Siz fakir misiniz? Bu kıstaslar neye göre belirlenir? Bu hafta biraz bunları düşünelim istiyorum.

Fakirlik ölçüsüne giriş yapmadan önce güncel bir bilgi daha paylaşalım; bugün (24.05.2020) Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2374 TL, yoksulluk sınırı 7732.91 TL’dir. Şimdi ilk bakışta bu iki gruptan hangisi fakir olarak algılanır? Yani aylık geliri 7732,91 TL altında olan insanlar yoksul olarak değerlendiriliyorsa, asgari ücretin 2324 olduğu bir ülkede açlık sınırının 2374 olmasını yoruma açık bırakıyorum. Gelir durumu yoksulluk için ilk kıstas olabilir.

Gözlerinizi birkaç saniye boşluğa dikin ve kulağınıza birinin: ‘fakir birini düşünün’ diye fısıldadığını farz edin. Evet? Fakir biri deyince ilk akla gelen görsel nasıl biridir? Eli yüzü kirli, yırtık ya da yamalı pantolon, kirlenmiş uyumsuz ya da koyu renklerde kıyafetler çünkü açık renkte bile olsa fakir olduğu için elbet kirlenip koyu renk halini alacaktır. İyi giyinmiş bir insan da fakir olamaz mı? Tamam, belki de azınlığın gözünde fakir biri deyince gözünde böyle şekillenmemiş olabilir. Bir de şöyle bir fakir tanımı yaksak nasıl olur acaba: İyi giyinmiş, renk uyumu, temiz ve ütülü kıyafetler belki biraz takı ve aksesuar, iyi bir saç kesimi ya da tıraşlı, bilindik markalı bir mont, iyi diyaloglu dikkat çeken bir diksiyon, vücudun herhangi bir yerinde bir ya da birkaç dövme, belki özel cins bir evcil hayvanla yürüyüşe çıkmış birisi. İlk bakışta bu kişiye fakir tanımı verebilir miyiz? Ya da neye göre verebilir ya da veremeyiz? Son tarifini yaptığımız bu kişi önceki zamanlarda normal bir gelire sahip iken şimdi müşkül bir duruma düşmüş olabilir, çok önceden kalmış bir pahalı bir vücut izi olabilir. Özel cins hayvanı bir yakını hediye getirmiş olabilir ya da sahiplenmiş olabilir. Marka bulunan kıyafetleri eş dost denecek kişilerin küçülmüş ya da gözden çıkardığı kıyafetleri olabilir. Bakımlı tırnaklar için bir tırnak makası, iyi bir tıraş için jilet yeterli olacaktır. Öz bakımı yüksek ve düzgün bir diksiyon kişide zenginlik belirtisi midir? Şimdi biz hangi kısımda yer alıyoruz bunu bir düşünelim…

Durumumuzun orta halli olduğunu varsayalım ve acıların paylaştıkça azaldığı mutlulukların paylaştıkça çoğaldığı düşüncesini savunan bir millet olarak kendi durumumuzun yeterliliğine kanaat getirdikten sonra geri kalan şeylerimizi paylaşmaya karar verdik diyelim; Buna karar verirken neyi göz önünde bulundururuz? Mesela yardım ettiğimiz kişilerin dini, dili, ırkı, mezhebi ne derece önemlidir? Diyelim ki başka bir dinden ya da dinsiz birinin ekmeğe ihtiyacı var, aynı zamanda bizim dinimizden ya da mezhebimizden birinin aynı sayıda ekmeğe ihtiyacı var, önceliği hangisine veririz? Yani ekmeğe ihtiyacı olan ve aç olan kişiye ulaştırabileceğimiz ekmeğin önündeki duvarlar ‘insan’ olmaktan ötesi mi olmalı?

Sonuç olarak biz, zengin miyiz? Fakir mi? Fakirsek bunun ölçütü ne? Neye göre belirlemeli? Çevremizde Fakir insanlar var mı? Onları neye göre fakir diye nitelendirdik? Onlara yardım edebilir miyiz? Yardımın bir ederi var mı? Yardım sadece nakit ya da erzak ile mi olur? Öncelik ya da elzemlik durumunu neye göre belirliyoruz? Fark ettim ki bu hafta çok fazla soruya maruz bıraktım sizleri fakat bu sorular bir kişinin cevap verebileceği ya da tek cevabı olan sorular değil. Üzerine düşünüp her birimizin birer insan birer canlı olduğunu göz önünde bulundurarak düşünülmesi ve cevaplandırılması gereken sorular. Bu soruların cevaplarını bana vermek zorunda değilsiniz kendinize verebilirsiniz lakin yine de tartışmak isterseniz iletişime geçin lütfen. Haftaya görüşmek üzere, hoşça kalın.


Yorumlar

  1. İktisatın tanımına göre herkes yoksuldur denibilir. Sonsuz insan ihtiyacı ve kısıtlı kaynaklar... Bu ikisi arasında denge kurmak gerekirse 'ne kadar az şeye ihtiyaç duysak o kadar az yoksuluz.' demektir, diye düşünüyorum

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar