Telefondaki Yabancı
Telefondaki Yabancı
Alo,
Merhaba. Ben Bir Nevi Deniz bloğu yazarı Deniz. Ben sizi, telefonda yabancı
numara arayınca açar açmaz ismini, kim olduğunu ya da ne için aradığını
belirtmeden direkt konuya dalan insanlardan rahatsızlığımı dile getirmek için
aramıştım. Nasılsınız? Ben de iyiyim, teşekkür ederim.
Graham
Bell, 7 Mart 1876 yılında telefonun patentini almıştır. İcadı ilk ne zaman oldu
ya da kim olduğu konusunda bazı tereddütler var. O dönemde birden fazla kişinin
ilgisini çekiyormuş anlaşılan. Lakin patentini alan kişi Graham Bell olduğu
için bugün çoğu literatür, telefonun icadının Bell’e ait olduğunu söyler.
Bell’in çalışan telefonun ilk kontrolünü şu cümle ile yapmıştır: “Mr. Watson
Come Here I Want to See You” (Bay Watson, buraya gelin, sizi görmek istiyorum)
olmuştur. Ben bu yüzden olabileceğini düşünüyorum ki bugün insanların çoğu
telefonda konuşmayı bilmiyor. Tabi ki bunun için tek başına Graham’ı suçlamak
doğru olmaz ama telefonu açtığında: ‘Bay Watson, merhaba, nasılsınız?’’ dese
biraz ironi olurdu lakin bugün insanlar telefonda nazik açmayı bilebilirdi. Bir
kurumu aradığınızda, aradığınız yerin doğru olup olmadığından emin olmak
istersiniz. Numarayı yanlış çevirmiş olabilirsiniz. Günümüzde şahit olduğum
bazı kurumlarda telefon, ‘efendim’ diye açılıyor. Elbette ‘efendim’ de bir
kibarlık göstergesidir ama siz bir kurumsunuz. Telefonu öylece ‘efendim’ diye
açamazsınız. Bulunduğunuz kurumu ve telefonu açan sorumlu olarak kim olduğunuzu
tanıtmanız ve daha sonra nasıl yardımcı olabileceğinizi sormanız gerekir. Bu
iletiyi sadece kurumlar için de söylemiyorum. Kişiler için de geçerli.
Numaranızı değiştirdiğiniz için arkadaşınızı aradığınızda kendinizi yine
tanıtmanız gerekir. Bazen ‘arkadaşım değil mi sesimden tanısın’ tarzında
savunmalar duyuyorum. Kısmen haklılarda lakin gündelik hayatta kişi telefonda
‘aa, bugün arkadaşım beni yabancı telefondan arar mı?’ diye hali hazırda
beklemiyor. Gün içinde bir dürü meşgale oluyor. Telefon tacizleri, telefon
dolandırıcıları ve telefon tehditleri gibi olaylardan insanların canı yandı. Bu
yüzdendir ki artık yabancı numaraları açmaya korkar oldular. Mühim bir şey için
aramış olsak bile korkudan açamıyorlar. Önden mesaj ile tanıtım yapmanız
gerekiyor. Bu durum çok ciddi ve pek çok insanda fobi oluşturmaya başladı.
Telefonu açınca birkaç cümle ile kendinizi tanıtıp konuya girebilirsiniz. Hem
bu telefon konuşmasının amacını belirtirseniz konuşmanın ne kadar süreceği
hakkında karşı tarafa da bilgi vermiş olursunuz ve gerici sessizlikleri önlemiş
olursunuz.
Telefonda karşı tarafın sizi görmüyor olması nezaket kurallarını elden
bırakabileceğiniz anlamına gelmez. Telefonu uygun olmayan zaman da çaldığında
meşgule almak da bir inceliktir bence. Ya da açamıyorsanız sessize almak.
Asansörde, toplantı da ya da bekleme salonlarında herkes sizin sonuna kadar
çalıp hiç susmayan telefon melodinizi dinlemek zorunda mı? Bana göre en kaba
hareket telefonu daha konuşma ortasında telefonu yüzüne kapatmaktır. Pat diye
hiçbir açıklama yapmadan sırf üstünlük kurmak adına telefonu yüzüne kapatmak
çirkin bir harekettir. O an konuşmak istemiyor olabilirsiniz. Bunu karşı tarafa
iletip uygun bir şekilde sonlandırabilirsiniz.
Rahatsız olduğum bir konu daha var ki; telefonu kapatamamak.
Konu bitti, konuşacak bir şey kalmadı ama iki tarafta kapatmaya cesaret
edemiyor. Önce kapatan ayıp eder diye mi algılanıyor anlamış değilim. ‘Aşkım,
önce sen kapat’ fantezisinden bahsetmiyorum. Konu içeriği ya da arama amacı
kişilere göre değişiklik gösterir. Bunun ölçütünü belirleyecek bir şey yoktur.
Aramanın süresi ya da zaman dilimi, uzunluğu kısalığıyla ilgili de bir ölçütü
yoktur. Bu taraflarının arzusuna bağlıdır. Bazen sadece telefonda susmak için
ararsınız. Nefesini dinlemek yeterlidir. Telefonun hemen ucunda olduğunu
bilmek. Bu tarz istisnai durumlar dışındaki diğer aramaları kastediyorum. Konu
biter ve karşı taraf için yapabileceğiniz bir şey olup olmadığını sorarsınız,
karşı taraf da sizin için sorar, iyi dilekleri ve selamları iletir ve
kapatırsınız.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Sizin için
yapabileceğim başka bir şey var mı? Pekâlâ, o zaman size iyi günler diliyorum.
Tekrar görüşmek üzere. Hoşça kalın.
Her işin kendine has bir raconu varmış, eyvallah
YanıtlaSil