Woody Allen
Woody Allen
Woody Allen, 1 Aralık 1935 doğumlu Amerikalı film yönetmeni,
senaryo yazarı, oyuncu, stand-up sanatçısı, oyun yazarı, öykücü ve müzisyendir.
Genellikle kendi yazdığı, yönettiği ve oynadığı film projelerinde yer alır. New
York'ta doğmuştur ve hâlâ orada yaşamaktadır. Şeklinde kısa bir özetle giriş
yapalım. Woody Allen’ı ilk Annie Hall filminde tanıdım. Annie Hall, Woody
Allen'ın en otobiyografik filmlerinden biridir. 1977 yılında çekilmiştir. Bu
film Allen'ın New York'a düşkünlüğünü, kadınlara aşkını ve onları aldatma
gerekliliğini, Hollywood'dan hem coğrafi hem de endüstriyel olarak nefretini
vurgulamaktadır. Film efsane yapan bir ekstra bir tarafı yok lakin beni
etkileyen Woody Allen Film içerisinde Oynamaya ara verip olay örgüsünü izleyici
ile tartışmaya başlar. İlk başta bunu algılayamamıştım. Sonraları filmin
içindeymiş gibi yer almak benim hoşuma gitmeye başladı. Sonrasında Sosyete
Kafe’si ve Mantıksız Adam filmleri derken ardı geldi. Fark ettim ki Allen
filmlerini diğer filmlerden ayıran özellikleri ekstra ilgimi çekmeye başladı.
Allen, ilk vurgulamak istediğim şeyler kostümler. Kostümler o kadar mükemmel ki
bulunduğu dönemi dekor incelemeden sadece kostümlere bakarak anlayabilirsiniz.
Üstelik görsel olarak da öyle hoş bir görsel sergiliyor neredeyse o dönemde
yaşamak istiyorum. Saç aksesuarları, saç modelleri, takılar, kravatlar… Üstelik
kostümler karaktere öyle güzel yerleştiriliyor ki adeta kumaşlar oyuncu ile
bütünleşiyor. Annie Hall örneğin; kravat taktığı maskulen giyimi olan bir sahne
var, karakterin imgesel olarak çağrışımına sebep olabilecek bir kostüm.
Allen filmlerinde sevdiğim bir şey daha; karakterler hile
yapmıyor, yapaylıktan uzak buluyorum. Hileden kastım diğer filmlerde, kız
çocuktan hoşlanıyor diyelim ve de yasak aşk, bunu açıkça dile getirilmez karşı
tarafın ve izleyicinin mimik ve imalarla anlamasını bekler ama aynı zamanda bu
yasak aşk yaşadığı gerçeğini değiştirmez. Bu tarz duyar kasmaların izleyici
olarak beni aptal yerine koyduğunu düşünürüm. Oysa Allen, bunu açıkça dile
getirmesini sergiler bunu ‘Mantıksız Adam’da sevgilisi olan öğrencinin öğretmene
olan aşkını cesurca dile getirebilmektedir. Bu daha samimi gelmektedir bana.
Allen filmlerinde beni biraz geren bir şey vardır ki; zaman
sanki yağa bulanmış urgan gibi ellerim arasından kayışına engel olamayışımı
izlettirir. Bu durumun kötü olduğunu söylemiyorum lakin gözlerimi ekrandan bir
saniye ayırırsam çok şey kaybedecekmiş gibi hissediyorum. Kaldı ki çok
hareketli filmler olup yaklaşık doksan dakikada pek çok olay örgüsü
anlatabilir.
Allen’la ilgili son bir övgü daha belirtmek istiyorum: müzik
seçimi. Woody Allen çok güzel müzikler seçtiğini söylemeyeceğim. Güzellik
görecelidir çünkü lakin Allen seçtiği müzikleri klişe yerlerde kullanmaktan
uzaktır. Mesela cinayet işleyen bir katil ekrana geldiği sırada alışılagelmiş
dram müzikleri, duygularımızı kışın soğukta gerilen elektrik telleri gibi geren
müzikler ya da katillere elit olma potansiyeli veren klasik müzik çalma
klişesinden uzak durur. Bir ölüm sahnesinde mesela hareketli bir müzik ile
olayı daha soğukkanlı izlemenizi sağlayabilir. Sıradan filmlerde seçilen
müziklerle duygularımızı kontrol etmeye kalkmayıp filmin eksik kalmış yönlerini
kapatmak için bizden beslendiği duygularla kapatmaya çalışmaz. Bu farkı
anlamanız için duyguları yoğun yaşadığınız filmleri bir de sesi kısıkken
izlemeyi deneyin. Diğer filmlerde bu tarz müzik ve renk filtreleri
duygularınızı kontrol edememenize neden olur. Bu da bizi film izlerken mantıklı
düşünmekten çok duygusal etkilenmeye açık bırakır. Belki de olumsuz
eleştirilebilecek filmleri maruz kaldığımız duygu sömürüsü yüzünden ihmal
edebiliyoruz ve onun iyi bir film olduğuna kanaat getiriyoruz. Bu da bizi
gerçeklikten uzak yönlendirilmiş duygulara sürüklüyor. Çoğu izlenme rekoru
kırmış filmlerin bu tarz manipülelerden kaynaklandığını düşünüyorum. Bu tarz
filmlere de ihtiyaç duyup bulunduğumuz duruma göre elbette tercih edilebilir.
Ağlamak ihtiyacını bir dramda ya da biraz kafa dağıtmaya ihtiyacınız olduğunda
motivasyon verici filmler izleyebiliriz tabii. Herkes bana katılmak zorunda da
değil. Kısmen katılanlar ya da aksini düşünenler olabilir ama bana göre Woody
Allen objektif olarak bakış açısı kazanmak isteyenlere lezzetli gelecektir.
Eğer bugün bu yazıdan sonra bir Woody Allen filmi izleyecek olursanız
değindiğim noktaları göz önünde bulundurarak benimle iletişime geçerseniz
bunları tartışabiliriz. İyi seyirler dilerim. (Not: Giriş bölümünde alıntılar
yapılmıştır.)
Woody Allen’ı ilk Annie Hall filminde tanıdım.
YanıtlaSilBn de bu filmle baslayayim:)
Teşekkürler deniz anlatımını cok begendim:)
Ben teşekkür ederim. izledikten sonra konuşmak isterseniz, buradayım. :)
SilÖyle anlattın ki ekran karşısına geçip Annie Hall filmini izleyesim geldi. İlk fırsatta izleyeceğim 👍
YanıtlaSilKeyifli seyirler dilerim
SilAnnie Hall filmini nihayet izledim. Bahsettiğin sahneleri filmde görünce aklıma Orman Kaçkını (George of the jungle) filmi geldi. İzlemeyenlere ısrarla tavsiye ederim.
YanıtlaSilÖneri için teşekkür ederim. Mutlaka izleyecceğim.
Sil