Her bakım süs, her süs bakım değildir
Her Bakım Öz Bakım Değildir, Öz Bakım Süs Değildir
Öz bakım kişinin sağlık, temizlik ve beslenmesinin
kendisinin karşılayabildiği beceridir. Beceridir diyorum çünkü öz bakım
sanıldığı gibi üstünkörü gerçekleştirilebilecek bir şey değildir. Öz bakım
kişinin kendisine olan saygısını sergileyebileceği en bariz göstergesidir.
Yemek yeme, tuvalet ve giyinme kişinin en temel öz bakım ihtiyaçlarıdır. Çok
temel adım gibi görünen bu işlemler pek çok insanın başarılı olamadığı bir
bakım türüdür.
Öz bakım kişiye çocuk yaşlarda hatta bebekken verilmelidir.
Yemek yeme adabı; kaşık-çatal tutma, ağız şapırdatma, sofrada oturma şekli,
yemek sırasında sofradaki diğer kişilere saygı bunlar temel unsurlardır.
Hepimiz bu olumsuz davranış sergileyen insanlarla aynı sofraya oturmuşuzdur. Bu
sizi yemek boyunca nasıl etkiledi? Sizi etkilememiş olabilir ama bu başkalarını
etkilemeyecek anlamına gelmez. Sizin küçük çocuklarınız her zaman çekirdek
ailesiyle sofraya oturmayacak. İş yemeklerine çıkabilir, toplumda yemek
masasına oturabilir. Başkasına rahatsızlık vermeyecek şekilde yemek
yiyebilmelidir. Çocuktur küçüktür, daha öğrenir diye önemsemezlik etmeyin
insanların yemek yeme alışkanları hayatlarına yerleşir ve onların karakterleri
hakkında yansıtma yapar. Konunun azıcık dışına çıkan bir hikâye anlatmak
istiyorum. ‘Bir gün bir patron şirketi için bir müdür seçiminde elemeyi geçen
adaylardan biriyle bir öğle yemeği yer. Garson gelir patron çorba sipariş eder,
müdürlük adayı da çorba ister. Çorbalar gelir ve müdürlük adayı çorbanın tadına
bakmadan tuz atar ve patron o andan itibaren adamı tanımak için hiçbir hamlede
bulunmaz ve yemek bitince ayrılırlar. Müdür işe alınmaz. Çünkü tadına bakmadan
tuz attığı çorba onun ön yargılarını temsil etmektedir’.
Giyim bakımı toplum içinde zamanla kendiliğinden oluşan bir
süreçtir. Moda diye tabir ettiğimiz olay aslında dirensek de sahip çıksak da
zamanla uyum sağladığımız bir gerçektir. Bundan yüzyıl önce giyilen
kıyafetlerle şimdikiler arasında farklılıklar vardır. Çok değil bundan otuz
sene önce ütüsüz kıyafet giymek ayıplanabilirdi. Şimdi bu düşünce yapısı hâlâ
mevcutsa da ütüsüz giyilen kıyafetler de mevcuttur lakin bazı şeyler vardır ki su
götürmez gerçektir. Klasik gömlek ne bundan öncesi ne bundan sonrası ütüsüz
giymek mümkün değildir. Sahip olduğunuz bir ütü yoksa bile bunu eski yöntemle
düz bir zeminde yatağın altında bir gece bekleterek yapabilirsiniz.
Tuvalet öz bakımı başlı başına bir öz bakımdır. Öyle ki çoğu
insan tuvalet öz bakımından mahrumdur. Tuvalet kâğıdının kullanım amacını
çözememiş insan var. Bunun en bariz örneklerini umumi tuvaletlerde
görebilirsiniz. Bence bu umumi tuvaletler inceleme altına alınsa altından neler
çıkar kim bilir. Bu konu aslında üzerine uzunca tartışılması gereken bir detay.
Tuvalet öz bakımı görsellikten, başkasını rahatsız etmekten önce kişinin
sağlığını koruyan bir bakımdır. Bu konu hakkında belki biri ile konuşmak için
geç bir yaşta olabilirsiniz fakat internet denen bir şey var. Sağ üstteki üç
noktaya tıklayıp hemen ikinci satırda yeni gizli sekme aç bölümüne tıklayıp
aratabilirsiniz.
Bu temel öz bakımları hallettikten sonra normal bakıma geldi
sıra; diş fırçalamak, banyo, saç, tırnak, kıyafet bakımına geldi sıra. Duş
almak için kokunun koltuk altımızdan çıkıp burnumuza gelmesini beklememize
gerek yok. Ellerimizi yıkamak için kokmasını bekliyor muyuz? Tırnak bakımına
gelince uzun tırnak kötüdür falan demeyeceğim temizliğini ve bakımını yaptıktan
sonra neden olmasın. Uzun tırnak yakın temas halinde başkasına zarar verebilir
bu yüzden bu önlemim de almaya dikkat etmeliyiz. Herkes maniküre gitmek zorunda
değil ama her evde bir tırnak makası vardır ve o tırnak makaslarının iç
kısımlarında kötü de olsa bir törpü mevcuttur. Bu bile bakımlı tırnaklara sahip
olmanız için yeterlidir.
Öz bakımda fark ettiyseniz şimdiye kadar süs ile ilgili bir
şeyden bahsetmedim. Bakımlı olmak süslü olmak değildir. Kendinize olan
saygınızı gösterir. Süs de bakım değildir. Toplum içinde şöyle bir algı var:
süslü püslü, vücuduna uyumlu yakışan kıyafet giymiş ve makyajlı bir kadın
görünce ‘aa ne kadar bakımlı bir kadın’. Değil efendim. Süslenmiş her insan
bakımlı olacak diye bir kural yok. O kadın elbette bakımlı olabilir fakat her
süslü bakımlı değildir. Şöyle bir anıdan bahsedeyim: üniversitede yurtta
kalırken bir oda arkadaşım saçını örmem için bir ricada bulundu ve ben de
isteğini yerine getirdim. Saç derisinin dibinde başparmak tırnağının
büyüklüğünde et beni vardı. Şaşırdım ve sordum: ‘aa senin burada et beni
varmış’ tırnaklarıyla et beni sandığım şeyi ucundan kaldırıp aldı. Canının yandığını
düşünüp iç çektim, o da hiçbir şey olmamış gibi işlemi gerçekleştirirken: ‘ha o
mu, ben bir süredir saçlarımı yıkamıyorum da’ dedi. Normal zamanda birkaç kez
bu kızla dışarı çıkmıştık ve dışarda mükemmel bir makyaj, iyi giyim ve topuklu
ayakkabılar, gören herkes ‘ne kadar güzelsin’, ‘çok bakımlısın’ gibi övgüler
yağdırılıyordu. Yani bu tek bir seferlik olmuş bir olay değil, daha sonrasında
da rahatsız olduğum öz bakımdan tamamen uzak sahnelere şahit oldum ve sonra o
yurttan ayrıldım. Yoksa herkesin başına binbir türlü olay gelebilir ve duş
alamamak durumunda kalabilir. İstisnaları kastetmiyorum. Benim demek istediğim;
süs ve bakım farklı şeylerdir. Her bakım süs değil her süs bakım değildir. Süs
size kalmış görsel olarak size ve çevrenize göre göreceli şekilde değişir fakat
bakım bence evrensel olmalı ve sağlık ön planda tutulmalıdır. Bana göre bakım
kişinin kendisine olan saygısının göstergesidir. Bunu başka birine
sergilemekten önce kendimize sergilemeyiz. Kendinize saygınız olsun. Bakımlı
kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder